Sırbistan

Belgrad Gezi Notları

Tarih, Nehirler ve Modern Hayat

Balkanlar denince akla hep Osmanlı’nın izleri, Türk dostu insanlar, yemyeşil doğa ve uygun fiyatlar gelir. “Zaten orası vizesiz, bir ara gideriz” diyerek bu rotayı hep ertelemiştim. Malum, yeşil pasaportumun süresinin dolmasıyla birlikte yönümüzü vizesiz bir destinasyona, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a çevirdik. Tuna ve Sava nehirlerinin buluştuğu noktada yer alan bu şehir, geçmişin izlerini bugünün canlılığıyla harmanlayan, insanı hem tarihiyle hem de ruhuyla etkileyen bir yer..

Belgrad’ın tarihi, 7000 yıl öncesine kadar uzanıyor. Orta Çağ’da önce Bizans İmparatorluğu’na, ardından Bulgar ve Macar krallıklarına ev sahipliği yapmış. 9. yüzyılda Slavların “Beyaz Şehir” anlamına gelen “Beograd” demesiyle güncel ismini almış. Beyaz taş surlar, şehrin hem kimliğini hem efsanesini pekiştirmiş.

1521 yılında ise Kanuni Sultan Süleyman’ın fethiyle Osmanlı dönemi başlamış. O dönemde Belgrad, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’ya açılan kapısı olmuş; hanlar, camiler, medreseler ve çarşılarla hem kültürel hem de ekonomik açıdan büyük bir gelişim göstermiş. Ancak Avusturya-Osmanlı savaşları sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden çıkıp 18. yüzyılda bir süreliğine Habsburg Monarşisi’nin egemenliğine girmiş.

19. yüzyılın başlarında gerçekleşen Sırp isyanlarıyla birlikte kent yavaş yavaş Sırp egemenliğine geçmeye başlayıp, 1841 yılında resmen Sırbistan Prensliği’nin başkenti ilan edilmiş. Ancak bu süreçte kentin kuzey kesimleri (özellikle Zemun bölgesi) hâlâ Habsburg egemenliğinde kalmaya devam etmiş. 1918 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun dağılmasıyla birlikte Belgrad’ın tüm bölgeleri birleşmiş ve şehir, yeni kurulan Sırp, Hırvat ve Sloven Krallığı’nın (daha sonra Yugoslavya Krallığı) başkenti olmuş. 20. yüzyıl boyunca hem krallık döneminde hem de 1945’te kurulan Sosyalist Yugoslavya Federasyonu döneminde Belgrad, ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik merkezi olmayı sürdürmüştür.

2006 yılında Sırbistan ve Karadağ’ın barışçıl bir referandum süreciyle yollarını ayırmasının ardından, Belgrad bu kez bağımsız Sırbistan Cumhuriyeti’nin başkenti olarak konumunu korumuş. Günümüzde ise tarihsel zenginliği, çok katmanlı geçmişi ve dinamik şehir yaşamıyla Balkanlar’ın en dikkat çekici başkentlerinden biri haline gelmiştir.

Belgrad’a Ne Zaman Gidilir, Kaç Gün Gerekir?

Belgrad’ın ruhunu hissedebilmek, tarihi dokusunu yaşamak, sokaklarının tadını çıkararak keşfetmek ve görülmeye değer tüm noktaları doyasıya gezebilmek için en az üç gün ayırmanız şart. 

Belgrad, Türkiye’ye kıyasla biraz daha kuzeyde yer aldığı için daha serin bir iklime sahip. Özellikle kış aylarında hava oldukça sert ve soğuk olabiliyor. Bu nedenle seyahatinizi bahar ya da yaz aylarında planlamak çok daha keyifli olacaktır. Biz Haziran ayının başında gittik; uzun ve aydınlık gündüzler, ılık hava eşliğinde oldukça keyifli bir gezi yaptık. Hatta bazen güneş kendini fazlasıyla hissettirdi diyebiliriz 🙂.

Belgrad’a Ulaşım ve Kısa Bilgiler

Belgrad’a İzmir ve İstanbul’dan direkt uçuşlarla kolayca ulaşmak mümkün. Özellikle Air Serbia ile İzmir’den yaklaşık 2 saat süren konforlu bir uçuşla Belgrad’a varabilirsiniz.

Sırbistan, Türkiye vatandaşlarından vize talep etmeyen ülkelerden biri. Ancak karayolundan gitmeyi planlıyorsanız, Bulgaristan üzerinden geçmeniz gerektiğinden geçerli bir Schengen vizenizin olması gerektiğini unutmayın.

Ülkede kullanılan para birimi Sırp Dinarı (RSD). Döviz bozdurma işlemleri genellikle sorunsuz ilerliyor; şehir merkezinde birçok döviz bürosu mevcut. iİhtiyacınız kadar Sırp Dinarı’nı havalimanından alıp kalan kısmını merkezden bozdurabilirsiniz.

Belgrad Nikola Tesla Havalimanı’ndan şehir merkezine ulaşım için birkaç alternatif bulunuyor:

  • 72 numaralı otobüs: Bu otobüsle yaklaşık 50 dakikalık bir yolculuk sonunda Zeleni Venac Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Burası Cumhuriyet Meydanı’na ve Knez Mihajlova Caddesi’ne yürüme mesafesinde. Bizim seyahat ettiğimiz dönemde otobüslerde yeni bir elektronik bilet sistemi test ediliyordu. “Belgrade Plus” adlı mobil uygulamayı indirip kredi kartınızı tanımlayarak bilet alınması gerekiyordu. Ancak o gün tüm yolcular ücretsiz olarak seyahat etti. Güncel bilgiye göre, 1 Ocak 2025 itibarıyla Belgrad’da şehir içi toplu taşıma tamamen ücretsiz hale getirildi.
  • A1 Havalimanı Shuttle: Daha hızlı bir seçenek arıyorsanız, bu shuttle ile yaklaşık 30 dakikada Slavija Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Ücreti 400 RSD ve bileti doğrudan şoförden temin edebilirsiniz.
  • Taksi: Taksi ile gitmek isterseniz öncelikle Havalimanında yer alan “Taxi Info” noktalarına ulaşmanız gerekiyor. Burada gitmek istediğiniz güzergâha göre sabit ücret belirleniyor. Örneğin Cumhuriyet Meydanı’na taksiyle ulaşım yaklaşık 3000 RSD tutuyor ve yolculuk süresi yaklaşık 30 dakika sürüyor.

Onun dışında Belgrad çoğunlukla yürüyerek gezebileceğiniz bir şehir. Gideceğiniz birkaç nokta için troleybüs ya da otobüs kullanabilirsiniz. Toplu taşıma ücretsiz. Belgrad genel olarak güvenli bir şehir ancak kapkaç olaylarına karşı temkinli olmakta fayda var.

“Belgrad pahalı mı?” konusuna gelecek olursak eskiden olduğu gibi artık balkan ülkeleri çok ucuz durumu ortadan kalkmış durumda. Yeme-içme fiyatları buraya denk ya da biraz üstü gibi genelde.

Belgrad’da Konaklama

Belgrad 6 tane ana bölgeden oluşuyor. Stari Grad, şehrin old town’ı ve merkez bölgesi. Konaklama Knez Mihailova Caddesi ve çevresi civarını tercih etmek yürüyerek birçok turistik noktaya ulaşabileceğiniz için size büyük bir avantaj sağlayacaktır. Burası, şehrin enerjisini en yoğun hissedebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Üstelik akşamları da çevredeki canlı kafeler, restoranlar ve mağazalar sayesinde oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz. Biz bu bölgedeki Boutique Hotel Museum’u tercih ettik ve hem konforundan hem de temizliğinden oldukça memnun kaldık.

Eğer biraz daha az turistik olsun daha çok kafe restoran gibi yerlere yakın olsun derseniz Savamala bölgesini, biraz daha sakin, ama yine de şehrin atmosferinden kopmak istemiyorsanız, Dorćol bölgesini tercih edebilirsiniz. Tarihi dokusunu koruyan bu semtte samimi kafeler ve sanat galerileri bulunuyor. Daha uygun fiyatlı alternatif için Vračar bölgesini tercih edebilirsiniz.

Belgrad’da Gezilecek Yerler

Kalemegdan 

Belgrad’a gelip de Kalemegdan’a uğramamak gibi bir opsiyon pek yok açıkçası. Şehrin tam merkezinde yer alan bu alan, hem tarihi bir kale, hem yemyeşil bir park, hem de “şuraya bir oturalım, bir nefes alalım” noktası gibi. Kısacası, ne ararsan var.

Tarihi çok eskiye, Roma ve Osmanlı dönemlerine kadar uzanıyor. Osmanlı’dan kalma surlar hâlâ ayakta ve buraya geldiğinizde ister istemez bir “kim bilir burada kimler yürüdü” havasına giriyorsunuz. Ama Kalemegdan sadece turistik bir tarihi nokta değil, aynı zamanda bugünün şehir yaşantısıyla da iç içe bir yer. Banklarda oturup kitap okuyanlar, müzik dinleyenler, köpek gezdirenler, spor yapanlar, satranç oynayan amcalar,… Her köşede ayrı bir hayat var. 

En güzel kısmı mı? Tabii ki manzara. Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği noktaya yukarıdan bakabiliyorsunuz. Özellikle gün batımında orada oturup manzarayı izlemek çok keyifli. Nehirlerin o yavaş akışı, güneşin batarken suya yansıması… Hani gerçekten şehrin gürültüsünden uzaklaşıp “bir nefes alayım” dediğin anlardan.

Kalemegdan, kafeleri, barları ve sanat etkinlikleriyle de aktif bir alan. Özellikle yaz aylarında konserler, sergiler, etkinlikler oluyor. Kalenin içinde ve çevresinde küçük kafeler var. Geziniz sırasında Cafe Kalemegdanska’da bir mola verip kahvenizi yudumlayabilir ya da akşamüstü Boho Bar’ın canlı atmosferini keşfedebilirsiniz.

Knez Mihajlova Caddesi 

Belgrad’a ayak bastığınızda, şehrin enerjisini en iyi hissedeceğiniz noktalardan biri kesinlikle Knez Mihajlova Caddesi. Tarihi binalarla çevrili Knez Mihajlova Caddesi, kafeleri, butik mağazaları, kitapçıları, sanat galerilerin gezip, şehrin yaşayan kültürünü soluyabilirsiniz. Günün her saati kalabalık ve canlı olan bu sokakta yürürken, sokak sanatçılarının müzikleri, seyyar satıcıların renkli ürünleri ve yerel halkın enerjisi size eşlik eder. caddesin başında bulunan Design District’e bir göz atabilir, caddenin civarındaki Öğrenci Parkı’nı ve caddenin ilerisindeki Aziz Mihail Katedrali’ni gezebilirsiniz.

Knez Mihajlova, aynı zamanda Cumhuriyet Meydanı, Kalemegdan Parkı ve Tuna Nehri kıyılarına yürüyüş mesafesinde olmasıyla şehri keşfetmek için mükemmel bir başlangıç noktası.

Cumhuriyet Meydanı

Cumhuriyet Meydanı, Belgrad’ın en önemli buluşma noktalarından biri. Meydan, hem şehrin tarihi kalbinde yer alması hem de çevresindeki önemli yapılarla dikkat çekiyor. Meydanın ortasında yer alan Knez Mihailo heykeli, Sırp tarihinin önemli figürlerinden biri olarak sayılıyor.

Cumhuriyet Meydanı’nın çevresinde Sırbistan Ulusal Müzesi ve Ulusal Tiyatro gibi kültürel merkezler bulunuyor. Ulusal Müze için giriş ücreti 300 RSD, pazar günleri giriş ücretsiz.

Skadarlija

Belgrad’ı keşfederken, şehrin modern ritminden uzaklaşıp bohem bir bölge olan Skadarlija mahallesini keşfetmenizi şiddetle tavsiye ederim. Mahallenin en önemli özelliği kesinlikle geleneksel tarzdaki meyhaneleri. Burada rakı, yerel şaraplar ve mezeleri tadabilir, müzikler eşliğinde atmosferin tadını çıkarabilirsiniz. Akşam saatlerinde gitmenizi tavsiye ederim. 

Skadarska Caddesi üzerindeki Dva Jelena, Tri šešira, Šešir moj gibi mekanları tercih edebilirsiniz. Popüler ve turistik bir nokta olduğundan rezervasyon yaptırmak iyi olabilir.

Taşmeydan Parkı ve Aziz Mark Kilisesi

Belgrad’ın merkezinde, kalabalıktan biraz uzaklaşıp nefes almak isterseniz Taşmeydan Parkı’nı ziyaret edebilirsiniz. Geniş yürüyüş yolları, sessiz köşeleri ve ferah atmosferiyle şehrin ortasında küçük bir mola alanı gibi.

Parkın hemen yanında yer alan Aziz Mark Kilisesi ise dikkat çekici mimarisiyle öne çıkıyor. 1930’larda inşa edilen bu Sırp Ortodoks kilisesi, Bizans etkili tarzıyla oldukça etkileyici. İçerideki freskler ve taş detaylar da görülmeye değer.

Savamala Bölgesi

Belgrad denince akla gelen en özgün ve hareketli yerlerden biri hiç şüphesiz Savamala bölgesidir. Tuna Nehri’nin kıyısında, şehrin tarihî merkezi ile modern yüzünü birleştiren bu semt, sanatı, kültürü ve eğlenceyi harmanlayan özel bir atmosfere sahip. Eskiden sanayi ve liman bölgesi olarak kullanılan Savamala, son yıllarda genç sanatçıların, tasarımcıların ve girişimcilerin elinde adeta yeniden doğdu. Eski depolar, atölyeler, fabrikalar yenilenerek kafeler, galeriler, barlar ve butik otellere dönüştürüldü. Böylece Savamala, Belgrad’ın yaratıcı ve alternatif ruhunun merkezi haline gelmiş.

Savamala’nın ucunda yer alan Beton Hala, özellikle akşam saatlerinde hareketleniyor. Şık restoranları, kafeleri ve barlarıyla hem yerel halkın hem de turistlerin buluşma noktası. Burada dünya mutfaklarından lezzetler tadabilir, Sırp şaraplarını ve kokteyllerini deneyebilirsiniz. Nehir kıyısında kurulan açık hava oturma alanları, yaz aylarında özellikle tercih ediliyor ve gün batımını izlemek için harika bir ortam yaratıyor.

Nehir turu yapmak isterseniz tekneler buradaki Ambar adlı mekanın önünden kalkıyor.

Aziz Sava Katedrali

Dışarıdan bakınca Ayasofya Camii’ni anımsatıyor; içeride ise göz alıcı mozaikler, freskler hemen dikkat çekiyor. Katedralin mimarisi, Bizans ve neo-Byzantine tarzlarının güçlü bir karışımı. Beyaz mermerle kaplı dış cephesi ve altın kaplamalı dev kubbesiyle görülmeye değer, ihtişamlı bir yapı.

Terazije Meydanı

Belgrad’ın tam kalbinde, bir nevi şehrin buluşma noktası gibi Terazije Meydanı. Tarihi oteller, eski binalar, cafeler, pastaneler… Hepsi bir arada. Özellikle Moskva Oteli’nin önünden geçerken bir durup şöyle bir şehre karışmak gerekiyor.

Burası aynı zamanda şehrin ana arterlerinden biri, yani nereye giderseniz gidin bir şekilde yolunuz düşüyor. İster Aziz Sava Katedrali’ne yürüyün, ister Knez Mihailova’ya sapın — Terazije hep merkezde, hep hareketli. Sabah kahvenizi içmek, öğle arasında oturup gelen geçeni izlemek ya da akşam saatlerinde biraz soluklanmak için birebir. 

Nikola Tesla Müzesi

Krunska Caddesi üzerinde yer alan Nikola Tesla Müzesi adından da anlaşılacağı üzere Tesla’nın hayatı ve icatlarıyla ilgili bilgiler edinmemizi sağlıyor. Müze, aynı zamanda UNESCO’nun “Memory of the World” listesinde yer alıyor.

Müze, salıdan pazara her gün 10:00–18:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor; pazartesi günleri ise kapalı. Giriş ücreti 800 RSD ve sadece nakit ödeme kabul ediliyor. Müze yalnızca her saat başı düzenlenen rehberli turlarla gezilebildiği için gitmeden önce saatleri kontrol etmekte fayda var.

Zemun Bölgesi

Belgrad’ın biraz dışında, Tuna Nehri kıyısında yer alan Zemun, şehir merkezinin hareketliliğinden kuzak bir nokta. Gardos Kulesi’ne çıkıp farklı bir açıdan Belgrad manzarasını izleyebilirsiniz. Zemun’un en çekici yanlarından biri, Tuna Nehri boyunca uzanan sahil şeridi. Yaz aylarında burada yürüyüş yapmak, bisiklete binmek ya da nehir kenarındaki kafelerde oturup gün batımını izlemek büyük keyif. Sahil boyunca yer alan restoran ve kafeler, taze balık ve yöresel lezzetleriyle ünlü. 

Terazije Meydanı’ndan Zemun’a toplu taşıma araçlarıyla yaklaşık 20-30 dakikada varabilirsiniz. Ancak eğer sınırlı vaktiniz varsa zamanınızı merkez bölgelere ayırmanızı tavsiye ederim.

Belgrad’da Yeme İçme Önerileri

Belgrad’daki yeme-içme kültürü bizdekinden çok uzak değil. Cevapci, buranın yerel yemeği, bizdeki köfteye benziyor. Ülkenin yerel içkisi Rakija, vodkaya benziyor tadı biraz ağır. Yerel birası Jelen, onun dışında bira ve kokteylleri genelde güzel. Kahveciler birçok yerde karşınıza çıkıyor ve genelde belli bir standarttalar ondan özel bir yer aramanıza gerek yok ancak ille de ünlü bir yere gideyim derseniz sahibi türk olan Eklektika 40 adlı mekana gidebilirsiniz.

Cevapciyi Znak Pitanja ya da popüler adıyla ? adlı mekanda yiyebilirsiniz. Belgrad’ın en eski meyhanelerinden olan mekan yerel ve otantik havası çok güzel.

Dondurma için Crna Ovca’ya gidebilirsiniz ancak yolunuz buraya düşmezse üzülmeyin tüm dondurmacılar oldukça güzel, pizza için ise Avrupa’nın en iyi 50 pizzacısından biri seçilen Majstor i Margarita’yı deneyebilirsiniz. 

Eğlenceli dekorasyonu için Lorenzo & Kakalamba’yı ziyaret edebilirsiniz. Burası bir italyan restoranı. Bir diğer popüler mekan da kırmızı şemsiyeleri ile Manufaktura ancak bazı kaynaklarda çok övülmesine rağmen bazı kaynaklarda porsiyonların küçük olduğu söyleniyor.

Eğlence ve bohem atmosferi için Kalemegdan’daki Boho Bar’ı, Tuna Nehri kıyısında gün batımı için Beton Hala Bölgesindeki Ambar’ı ya da Comunale gibi aynı sıradaki diğer mekanları deneyimleyebilirsiniz.

Yerel bir yemek ve eğlence için Skadarlija bölgsindeki Dva Jelena, Tri šešira, Šešir moj gibi meyhaneleri tercih edebilirsiniz. Sırpça meyhane Kafana demek, buradakiler en bilinenleri ve biraz turistikleşmiş ancak şehirdeki diğer kafanalar da sizi memnun edecektir.

Asya mutfağı denemek isterseniz Angry Monk. Burasının aynı zamanda şehrin en pahalı yerlerinden bir tanesi olduğunu belirtmekte fayda var.

Alternatif barlar için Bar Centrale, D Bar, gece klübü için Mr. Stefan Braun’u deneyebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir